Kalıcı zayıflama söz konusu olduğunda daha önce bunun çok yönlü bir yaklaşım gerektirdiğini yazmıştık. En son yazımızda kalıcı zayıflama konusunda katkı maddelerinin önemine değinmiştik, katkı maddelerine neden gerek olduğundan bahsedip, katkı maddelerinin tüm insanları doğrudan ilgilendirdiğini söylemiştik.
Kalıcı zayıflama söz konusu olduğunda birçok kişinin vazgeçemeyeceğini düşündüğü şekerden bahsedeceğiz bugün kısaca.
1931 yılında Nobel Tıp Ödülü'nü kazanan Otto Warburg, o zamana kadar kimsenin söylemediği bir şeyi söylemişti: Kanserin temelde bir nedeni bulunmaktadır. Vücudun hücrelerinin oksijenli solunumunun oksijensiz-anaerobik hücre solunumuyla yer değiştirmiş olmasıdır. Kanser, normal hücrelerden çok farklı bir biçimde metabolize olmaktadır. Normal hücreler oksijene ihtiyaç duyar; kanser hücreleri oksijenden kaçınır, oksijen alınamadığı için de o bölge hastalanır. Vücudumuz kanseri beslemeye başlar ve kendi kapasitesinin 8 kat daha üzerinde çalışır bu durumda. Kanserli hücreler sürekli olarak açlık yaşar ve vücuttan kendisini beslemesini ister. Besin alımı kesilirse kanserli hücre aç kalır. Aç kalmamak için vücudun şeker üretmesini sağlamaya girişir. Proteinlerden şeker! Bu ziyan sendromuna kaşeksia (cachexia) denir. Kaşeksia vücudun proteinlerden (evet, doğru duydunuz, karbonhidratlardan veya yağlardan değil de proteinlerden) "glükoneogenez" (yeniden glükoz yapımı) işlemiyle şeker elde etmesidir ve bunu kullanmasına denir. Bu üretilen şeker de kanserli hücreyi besler. Şimdi bir durup düşünü bakalım, o vazgeçemediğiniz şeker hâlâ vazgeçilmez geliyor mu size?
Kalıcı zayıflama konusunda şeker tüketimi çok önemli bir yer tutmaktadır. Şekeri azaltın, kalıcı zayıflama için, gelişerek zayıflama için güçlü bri adım daha atmış olun. Online zayıflama sistemi ve detoks programları için buraya tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder