Kalıcı Zayıflama ve Yeme Davranışları
Kalıcı zayıflama konusunda bazen "su içsem yarıyor" düşüncesine gelebiliriz. Ancak bu dönem artık kapanmalıdır. Bizim yemek yememizi etkileyen fizyolojik ve psikolojik faktörler olduğu kadar çevresel faktörler de bulunmaktadır. Sağlıklı ve dengeli beslenmek isteyen ancak yoğun iş temposu, farkında olunmayan porsiyonlar, gıda sektörünün reklam kampanyaları, internet üzerinden hızlı yemek sipariş verebilme seçenekleri derken ne yediğimize ve ne kadar tükettiğimize dikkat edemez bir hale geliyoruz.
Kalıcı zayıflama konusu yemek yemenin fizyolojik bir gereklilik olduğunu kapsar. Aynı zamanda sosyalleşmek için bir araçtır yemek yeme. Bu eylemden alınan zevk de güzeldir açıkçası. Ama bu tür ortamlarda aldığımız kalorilerin büyük porsiyonlar yüzünden artması bizi zor bir duruma düşürür kilo anlamında. Çünkü bu tarz yerlerde sadece doymak için değil, tat almak, sosyalleşmek, yeni tatlar keşfetmek için beynimiz şartlanmıştır.
![]() |
En yakınlarımızla yediğimiz yemeklerde porsiyonlarımız büyüyor. |
Kalıcı zayıflama konusunda yapılan bazı araştırmalar da gösteriyor ki, sosyal ortamlarda normalde yediğimize kıyasla %44 daha fazla yemek tüketiyoruz. Bu sosyal ortamlarda yemek eylemini beraber gerçekleştirdiğimiz insanların da kim oldukları önemlidir. Aileden ya da yakın arkadaş çevresinden yemek yemekle, tanımadığımız iş toplantısında yemek yediğimiz kişiler karşılaştırılınca, yakınımız olanlarla daha fazla yemek tükettiğimiz tespit edilmiştir.
"Kalıcı Zayıflama Şifreleri" adlı yazımızı okudunuz mu?
Kalıcı zayıflama için aç kalmanın bir işe yaramayacağının farkındayız. Amaç ve niyet kesinlikle bu olmamalıdır. Çünkü yemekleri görmek (örneğin, açık büfe) bile iştahımızı kabartabilir, aklımızda olmayan yemekleri tabağımıza alabilir, hazır gelmişken "bir kereden bir şey olmaz" diyerek kendimize oldukça ikna eden cümleler kurabiliriz. Bir araştırmada; içi görülebilen sandviçlerin içi görülmeyen sandviçlere kıyasla daha fazla tüketildiğini ispatlamıştır.
Yani bir anlamda diyebiliriz ki, görmek inanmaktır. Onu yemek için büyük bir istek ve heves duymaktır. Önümüzdeki besinin sadece aklımızda olması değil, aynı zamanda ona ulaşabilirliğimizi kolaylaştırması bile kilomuz ne olursa olsun, onu tüketebilmek için beynimizin bizi kandırmasına neden olacaktır.
Başka bir araştırma firmasının yaptığı araştırma ise çok ilginç ve bir o kadar tanıdık: Bir ofiste içinde şekerleme olan kaselerin bulundukları yeri iki metre uzaklıktaki raftan alıp sekreterlerin masalarının yanlarına koyuyorlar, ve sekreterler gün içinde şekerlemelere daha kolay ulaşabildikleri için günde ortalama 6 adet daha fazla şekerleme tüketiyorlar. aslında hiç de akıllarında yoktu ama o şekerlemeleri görmek akıllarını çeliyor.
Kalıcı zayıflama başarısı göstermek isteyenlere sıklıkla yanlarında sağlıklı atıştırmalıklar bulundurmalarını da bu yüzden tavsiye ederiz. Ve bu sağlıklı atıştırmalıklar, (badem, ceviz, fındık, bir şişe su) elbette ki kolay ulaşılabilir bir yerde olmalı :)
Peki neler yapabiliriz?
Tebdil-i mekânda ferahlık vardır: Sürekli gittiğimiz, artık alıştığımız yerleri terk ederek yeni lokasyonlarda, yeni restoranlar keşfedip eski alışkanlıklarımızdan sıyrılabiliriz.
Besin ulaşmayı zorlaştırın: Evinize abur cuburun girmesine izin vermeyin, daha sağlıksız seçenekler eve giriyorsa bunları ulaşması zor ve aynı zamanda uzanıp almak için üşeneceğiniz yerlere yerleştirin.
Oto-kontrol: İster evde olun ister dışarıda mutlaka önünüze gelen porsiyonları kontrol edin ve kendiniz şunu sorun: Bu kadar porsiyon bana fazla değil mi?
Online zayıflama okulu Gelişerek Zayıflama'ya gelin ve size atanacak bir kilobekçisiyle birlikte fazlalık kilolarınızdan kurtulun, sistem hakkında detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Ve son olarak Online Kilobekçiliği Nedir? adlı videomuzu da izlemeden geçmeyin :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder